• HABERLER
  • BİTLİS
  • Nemrut Dağı ile Nemrut Kalderası'nın Jeopark Ağı'na Dahil Edilmesi İçin Yapılan Çalışmalar Sürüyor
  • 18-05-2022 08:33

Nemrut Dağı ile Nemrut Kalderası'nın Jeopark Ağı'na Dahil Edilmesi İçin Yapılan Çalışmalar Sürüyor

Bitlis'in Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçeleri arasında yer alan Nemrut Dağı ile Nemrut Kalderası ve çevresinin UNESCO Jeopark Ağı'na dahil edilerek dünyaya tanıtılması amacıyla başlatılan “Nemrut Jeopark Çalıştayı” kapsamında, Nemrut Dağı ve çevresinde jeosit alanlarının tespiti ve haritalandırılması için saha çalışmaları başlatıldı.

Nemrut Dağı ile Nemrut Kalderası'nın Jeopark Ağı'na Dahil Edilmesi İçin Yapılan Çalışmalar Sürüyor

Nemrut Dağı ile Nemrut Kalderası'nın Jeopark Ağı'na Dahil Edilmesi İçin Yapılan Çalışmalar Sürüyor

Bitlis'in Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçeleri arasında yer alan Nemrut Dağı ile Nemrut Kalderası ve çevresinin UNESCO Jeopark Ağı'na dahil edilerek dünyaya tanıtılması amacıyla başlatılan “Nemrut Jeopark Çalıştayı” kapsamında, Nemrut Dağı ve çevresinde jeosit alanlarının tespiti ve haritalandırılması için saha çalışmaları başlatıldı.

Bitlis Valiliği, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ), Bitlis İl Özel İdaresi, Bitlis Belediyesi, Tatvan Belediyesi, Ahlat Belediyesi, Adilcevaz Belediyesi ile Güroymak Belediyesi’nin paydaş olduğu ve BEÜ ev sahipliğinde düzenlenen “Nemrut Jeopark Çalıştayı” toplantısı sonrası, akademisyenlerden oluşan bilim kurulu tarafından Nemrut Kalderası ile Nemrut Krater Gölü ve Nemrut Dağı çevresinde jeosit alanlarının tespiti ve haritalandırılması için sahada inceleme çalışmaları yapıldı.

Alan çalışmaları kapsamında Güroymak ilçesine bağlı Günkırı Beldesi’ndeki toprak yapısı ile Budaklı Köyü’ndeki kaplıcada incelemeler yapıldı. Ardından, Tatvan ilçesine bağlı Çekmece Köyü’ndeki Ayasofya Camii ile aynı bölgedeki yanardağ konileri incelendi. Daha sonra Nemrut Kalderası’ndaki taş yapısı ve toprak yapısı ile bitki örtüsü ve jeomorfolojik özelliklerini tespit etmek için çalışma yürütüldü. Nemrut Krater Gölü ve çevresinde inceleme çalışmaları devam ederken, jeosit alanları tespitinin yapılarak haritalandırılacağı belirtildi.

Nemrut Dağı ve eteklerindeki alan belirleme çalışmalarına katılan BEÜ Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, “Nemrut Jeopark Çalıştayı ile ilgili bir arazi çalışmasındayız. Şuan Nemrut Kalderası içerisindeki büyük krater gölün kenarındayız. Toplantının ardından arazi çalışması yaptık ve daha sonra değerlendirme yapacağız. Tabi burada jeosit dediğimiz jeoparkta olması gereken noktaları tespit ediyoruz ve haritalandırıyoruz. Bilim kurulu heyetimiz ve paydaşlarımızla beraber yapılan çalışmaları neticelendireceğiz. İnşallah çok kısa bir süre sonra, yani Temmuz veya Ağustos ayı içerisinde uygulama projelerine geçerek çok daha ileri bir noktaya bu işi taşımak istiyoruz” dedi.

Nemrut’un jeopark haline gelmesiyle bölgedeki turizm sektörüne büyük katkı sağlanacağının altını çizen Rektör Prof. Dr. Elmastaş, “Nemrut Kalderası ve çevresi jeopark haline geldiği zaman her şeyden önce yurt içi ve yurt dışından çok sayıda turistin burayı ziyaret etmesine vesile olur. Çünkü, UNESCO tarafından listeye alındığı zaman dünyanın herhangi bir ucundaki ziyaretçi burayı hiç bilmese veya tanımasa bile sadece o listeye bakarak buraya gelme ihtimali var. Dolayısıyla bu şekilde binlerce insan her yıl tüm jeoparkları ziyaret ediyor. Bu nedenle çok daha fazla ziyaretçinin Bitlis’e geleceğini öngörüyoruz. Bu önemli bir katkı sağlayacak. Bitlis’in ekonomisinde ve kalkınmasında çok sayıda sektör var. Ama bundan sonra belki de en önemli sektör olarak turizmi görebiliriz. Eğer Nemrut jeopark haline gelirse bölgemizdeki turizm sektörüne büyük bir katkı sağlamış olacak” diye konuştu.

Bilim kurulu ile birlikte saha çalışmalarını yürüten, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yıldırım Güngör, “Bilimsel çalışmaları uzun süredir devam eden jeoparkın sanırım sonuna geldik. Çok ciddi bir enerji var, çok ciddi bir istek var. Bu şekilde giderse sanırım bir yıl içerisinde bütün çalışmalarımızı bitirip, UNESCO’ya başvurumuzu gerçekleştireceğiz. Burası gerçekten hem kültürel, hem de jeolojik anlamda dünyanın önel özel bölgelerinden birisi. Bu özel bölgeyi de bizim hem sürdürülebilir ekonomiye bir katkı sağlamak için kullanmalıyız, hem de bütün dünyaya tanıtmalıyız. Dünyanın çok ilgi göstereceği bir yerdir burası. Bunun tek yolu da UNESCO jeopark listesine girmesidir” dedi.

Nemrut Kalderası ile Van Gölü’nün özellik bakımından dünyada benzersiz doğal varlıklar olduğunu söyleyen Dr. Güngör, “Jeopark literatüründe bir doğa varlığının, bir jeolojik varlığın jeosu olabilmesi için benzersiz bir alan olması lazım. Burada da hem Nemrut ona benzer bir özelliğe sahip, hem de Van Gölü o özelliğe sahip. İşin ilginç tarafı her ikisi de bir birine benzer özelliklere sahip. Yani, Van Gölü varlığını Nemrut’a borçlu. Nemrut Volkanik Dağı’nın patlamaya başlamasıyla bin metrelik bir çöküşün meydana getirdiği akıntı Murat Nehri’nin önünü tıkıyor. Murat Vadisi tıkanınca Van Gölü oluşmaya başlıyor. Yani bunlar birer kardeş diye düşüne biliriz. Varlıkları birbirine bağlı iki tane doğal jeolojik süreç var burada. Bu açıdan çok önemli ve aynı zamanda Van Gölü dünyanın en önemli, en yüksekteki sodalı göllerden birisi. Bu anlamda da gerçekten eşsiz, benzersiz” diye konuştu.


Kaynak: Bitlis Bülten / Editör: Servet Taşdemir

Etiketler: BitlisBülten
HABERE YORUM YAZIN
Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır....

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Servet Reklam İletişim