• 09-10-2019 14:32

Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban ile röportaj

Bitlis ve Ahlat'taki tarihi dokuyu ön planda tutarak, bölge tanıtımına katkı sunan Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban, Bitlis Bülten’den Kübra Açar’ın sorularını yanıtlayarak, Ahlat - Avrasya Kültür ve Sanat Festivali ile Malazgirt Zaferi kutlamaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Selçuklu Mimarisi TOKİ Evleri, geri göç, istihdam, tarım, hayvancılık, turizm, tanıtım ve hayata geçen diğer projeler hakkında bilgi verdi.

Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban ile röportaj

Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban ile röportaj

Bitlis ve Ahlat'taki tarihi dokuyu ön planda tutarak, bölge tanıtımına katkı sunan Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban, Bitlis Bülten’den Kübra Açar’ın sorularını yanıtlayarak, Ahlat - Avrasya Kültür ve Sanat Festivali ile Malazgirt Zaferi kutlamaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Selçuklu Mimarisi TOKİ Evleri, geri göç, istihdam, tarım, hayvancılık, turizm, tanıtım ve hayata geçen diğer projeler hakkında bilgi verdi.

1- Uluslararası Ahlat - Avrasya Kültür ve Sanat Festivali’ni, Malazgirt Zaferi kutlamaları ile birleştirdiniz ve ülkenin dikkatini buraya çekmeyi başardınız. Ahlat da artık Çanakkale gibi ülke genelinde ve dünyada tanınmaya başlandı, bu konu ile ilgili nasıl bir yol takip ettiniz?

Bu bölgenin Anadolu’da ayrı bir yeri var. Anadolu bin yıldır yurdumuz. Bu vesileyle de Anadolu’yu baki yurdumuz olarak tescilleyen başlangıç noktamız Ahlat ve ilimizdi. Hal böyle olunca da, Ahlat’taki bu kültürel hazineden, bu kültürel mirastan ya haberdar olmamız gerekiyordu, yada haberdar isek gayrette olmamız gerekiyordu. Ecdadın stratejik olarak gördüğü bu yeri doğru anlamda tanıma ve tanıtma gayretine girdik. Burası tanıtılınca, başta milletimiz ve devletimiz olmak üzere bütün üniteler burası bizim malımızdır, bu miras milletimizin malıdır, bu bizim bin yıllık köprümüzdür diyerek ciddi anlamda sahiplenmeler oldu. Ahlat Kültür Buluşması adındaki festivallerimiz yürütülürken, devletimizin bu konuda Sultan Alparslan’ın o tarihte kurduğu yer, hatta 1071’den önce Anadolu’da başkentliğimizi yapan 1018’de Çağrı ve Tuğrul beylerin komutasındaki Selçuklu’nun İsfahan sonrası başkentini taşıdığı yer olan bu adreste, yeniden milletimizin buluşması gerekiyordu. O günü yad etmesi gerekiyordu, bizde bunu sağlamaya çalıştık. Elhamdülillah, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendi olmak üzere, bakanlar kurulumuz, kuvvet komutanlarımız, bu çağrıya kulak veren aziz milletimiz bu buluşma alanında biraraya geldi. Bin yıl önce Anadolu’yu bize yurt yapan, balkanları bize yurt yapan, orta doğuyu bize yurt yapan, o tarihimizin canlanması için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. İnşallah bu başlangıç, sonrası muhteşem olacak. İlimizdeki zenginliği, Ahlat’ımızdaki zenginliği aynı anda 80 milyon nüfusla buluşturmakla yetinmeyip, tüm İslam alemiyle buluşturmaya doğru gidiyoruz.

2- Malazgirt Zaferi kutlamalarında devlet erkanı aynı gün Ahlat’ta buluştu. Aslında bir bakıma sadece Ahlat ile sınırlı kalmadan, Bitlis geneline ve bölgeye tanıtım, turizm, ekonomi ve yatırımlar anlamında büyük kazançlar sağlıyorsunuz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

İlimizin toplam nüfusu 350 bin. Nüfus yoğunluğumuzun olduğu yerler, yani ilçelerimizden Tatvan başta olmak üzere Ahlat, Adilcevaz, Mutki, Hizan, Güroymak değerlendirmesiyle yola devam ettiğimizde karşımıza şöyle bir şey çıkıyor. Bu nüfus çok yetersiz, demekki burada işleri doğru tarif edememişiz. Ahlat burada hem kültür turizminin, hem inanç turizminin, hem tarımın ve doğa turizminin yani sıra Nemrut gibi bir kraterimiz var, Van Gölü gibi bir gölümüz var ve Sütey yaylası gibi bir yaylamız var, Süphan Dağı gibi bir dağınız var. Buradaki zenginliği stratejiyi ele almak gerekiyordu. Biz de bu gayreti ortaya koyduk. Bu konuda buradaki arkadaşlarımızla, valilerimizle, kurumlarımızla, bakanlarımızla, belediye başkanlarımızla ve vatandaşlarımızla bir araya gelerek itiştire ettik. Böylece çok olumlu gelişmeler oldu. İlimizin, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun şahlanan merkezi olma özelliğine doğru gidiyoruz. Buradan tüm vatandaşlarımıza çağrıda bulunmak istiyoruz. Bitlisimizin vatandaşları başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımıza sesleniyoruz. Ahlat gibi bir hazinenin elinizde olduğunu tüm Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu tarafında yaşayan vatandaşlarımıza göstermemiz lazım. Siz bu hazine ile orta doğu, orta asya ve balkanlarla yeni bir köprü kurmaya, ticari hakimiyetimizi ona göre geliştirmeye imkanları bulan bir toplumsunuz. Bu gayret içerisine girelim. Nüfusumuzun gelişmesi konusundaki teklifimizi Cumhurbaşkanımıza ve tarım bakanımıza yaptığım için söylüyorum, Kocaeli benzeri Ahlat’ta bir zirai sanayi koyalım. Ahlat merkezli ve Tatvan ile Van mihveri üzerinde yürüyen bir auro sanayi dediğimiz sanayi merkezini inşa edelim. Yeni bir nüfus hareketliliğini buraya kazandıralım. Sadece 30, 40 binlik veya 70 bin nüfuslu ilçeler değil, 150 veya 200 nüfuslu ilçelere dönüşelim. Buradaki üretimimizle de hem orta doğu ile hem orta asya ile bağımızı geliştirelim, hemde Türkiye’nin yeni istihdam alanını oluşturalım. Buradaki nüfus hareketliliği bütün terör örgütlerinin insanlar üzerindeki etkisini de ortadan kaldıracaktır. Burada huzur kentleri oluşturalım, burada üretim merkezleri oluşturalım, hem ülkemize katkı sağlayalım, hem de sadece tüketen bir toplum değil, aynı zamanda üreten bir topluma doğru koşalım. Yeryüzünde 8 bin adet taş kitabenin aynı alanda bulunduğu, yani 8 bin sayfa taş kitabeden bahsediyorum. Anadolu’daki versiyonu olsun, Ahlat kitabelerinden, Selçuklu kitabelerinden bahsediyorum. Bunlar herhangi toplumun elinde olsa, Avrupa’da herhangi bir kavmin elinde olsa onu dünyaya pazarlarlar. Elhamdüllillah asil bir milletimiz var ve bu zamana kadar korumuş, devletimiz de koruyor. Burayı öyle bir ele alalımki, Anadolu’nun birliği, diriliği Ahlat’tan çıkacak mefkure ile tamamlansın, hiçbir sıkıntı da yaşamayalım.

3- Ahlat’a tarım ve hayvancılığın yanı sıra, ticaret ve turizm anlamında yatırımlar kazandırarak bir bakıma dışarıya olan göçü de durdurmuş oldunuz. Yani kısacası göç veren bir kent, göç alan bir kent konumuna geçti. Bu konu hakkındaki detayları sizden alabilirmiyiz?

Devletimizin bazı birimleri de göçle ilgili nasıl bir başarı ortaya koyduğumuzu ve bunun esturmanları nelerdir diye sormaya başladılar. Doğru bir başarı, aslında olması gereken bir başarı. Bana her türlü konuda desteğini esirgemeyen başta hükümiyetimize, Cumhurbaşkanımıza ve aziz milletimize teşekkür ediyorum. Ben göreve geldiğimde Ahlat’ta korkuç bir göç vardı. Göç insanların ümidinin tükenmişliğidir, göç insanların artık gemilerini yaktığı yerdir, yani dönmemek üzere gittiği yerdir. Burası ise göçün tamamen red edilmesi gereken zenginlikte olan bir yerdir. Bu ümidi ortadan kaldırmışlardı. Terör bu bölgenin en büyük musibeti ve milletimizi perişan etmişti. Devletimiz bu konuda mücadele koydu ortaya ve güvenilir bir bölgeye döndük. Hem devletimiz böyle bir güvenlik çalışması yaptı, hem biz insanların ümitlerini tüketen unsurları ortadan kaldırdık. Endüstriyel yatırım ve onun yanında eğitimde bir takım başarılar ortaya koyduk. Turizmde bir takım çalışmalar ortaya koyduk. İmarda sağlıklı bir takım çalışmalar ortaya koyduk. İnsanların yaşadığı alanı yaşanılabilir bir alana çevirdik ve çağrıda bulunduk. Dedik ki, burada  bin metrekare yeri olan her bir bireyimiz bırakın ihtiyaçlarını karşılamayı kısa vadede zengin olacak düzeyde bir çağrımız oldu. Bu çağrımızdaki sözümüzde de durduk. Hamd olsun Ahlat’ta artık menkul değerlerimiz pik yaptı. Yani, Ahlat koşarak gelinen ve yerleşilmesi düşünülen bir yer oldu. Ahlat’ta endüstriyel alan da 15 tane fabrika kurduk ve devamı da geliyor. Doğal kaynaklarımızı iyi kullanmaya başladık. Yeraltı zenginliklerimiz üzerinde çalışmaya başladık. Tarımda yılda 150 bin ton patates, 150 bin ton pancar, 40 bin ton fasulye, ay çekirdeği ve meyvecilik, sebzecilik alanlarını zenginleştirdik. Hayvancılıkta, hem küçükbaşta, hem de büyükbaşta önemli mesafeler kat ettik. Ama en önemlisi, burada insanlar yeni bir cazibe merkezinin oluştuğunu gördüler ve gelmeye başladılar. Kaybettiğimiz medeniyetimiz, yetik bir kültürel mirasımız vardı, önce onu öne çıkarttık. Yitik bir nüfusumuz vardı, geri göçler başladı ve dönüşler devam ediyor. Aziz milletimiz emin olsun ki tüm ilimizi mutlu edecek ve zenginleştirecek çalışmalar Ahlat’ta devam edecek. Nüfus meselesi, insan meselesi ve ana meseledir. İnsan olmadığı yerde, şehirler olmaz, ancak kasabalar olur. Bu medeniyet merkezi yeni bir nüfus hareketiyle hem endistürüyel alanda, hem tarım ve hayvancılıkta, hem de turizmde ülkemize çok güzel şeyler katacak.

4- Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşası hangi aşamada?

Ben 2012 yılında, ilimizin tüm siyasilerini davet ederek, vekillerimiz, valimiz, rektörümüz, sivil toplum kuruluşu başkanları, Ankara’da bulunan ve Ahlat veya Bitlis’i ilgilendiren sivil toplum kuruluşu başkanlarımızı, Ahlat Kültür Eğitim Vakfı başkanımızı, BETAV başkanımız Ahmet Eren beyi de davet ederek, o zamanki Cumhurbaşkanımız ile görüştük. O dönemdeki Cumhurbaşkanımız ile birkaç defa görüşme yaptık. Ben o zamanlar MHP’deydim, AK Parti’de değildim, açık söyleyeyim. Bugün Elhamdüllillah ikisiyle beraberiz, Cumhur İttifakı olarak ayrımız gayrımız kalmadı. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün Ahlat’ta çok hayra vesile olacağını, hem doğu halkıyla bütünleşmeyi sağlayacağına, hem bin yıl önceki ilgili başkentimizle önemli bir ithafın gerçekleşeceğini, bunu iletmek üzere Cumhurbaşkanımız ile bu konuyu görüştüm. Heyet de sağ olsun, o konuda bana destek verdi. Ben o zaman MHP başkanı Devlet bey’e de gittim, sağ olsun oda sosyal medyadan bu konuda bana destek verdi. Ahlat’ta bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün olmasında fayda var. O gün, onun da altyapısını kabul edeceğimiz bir çalışmayı başardık. Selçuklu bölgesi kültür temalı eylem planı diye bir plan Cumhurbaşkanlığımızda hazırladık. Bütün ilimizi kapsayan Muş ve Van illerini de kapsayan bir eylem planı. Ben uzun yıllar Sovyetler Birliği’nde kaldım, Kırgısiztan ve Asya’da kaldım, Vladimir Vladimiroviç Putin’nin Soçi kentinde yaptığı bir köşkün, Soçi bir kasabaydı, o kasabada yaptırdığı bir köşkün ne anlama geldiğini gördüm. Nasıl bir çarpanının olduğu gördüm, topraklarının hakimiyetinin her noktasında bir çalışmayı ortaya koyduğunu gördüm. Buradaki gelişmeleri bütün Sovyetler Birliği’ne teshir ettiğini gördüm. Putin’nin bunun çok iyi kullandığını gördüm. Ankara’da bir Cumhurbaşkanı Külliyesi var. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti. Bin yıl önce başkentliğimizi yapan Ahlat’ta da bir külliyenin olmasını istiyordum. Şuanki Cumhurbaşkanımız buraya gelince ben meclisimi olağanüstü topladım, dedim ki arkadaşlar 1071 metrekare toprağı Allah nasip ederse Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğim. Ahlatlılar adına meclisimiz onay versin, meclisimiz de sağ olsun beni kırmadı, o zaman böyle bir toprak arz ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu niçin düşündüğümüzü sorunca, bin yıl önce Sultan Alparslan otağını buraya kurmuştu, biz de burada Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün olmasını istiyoruz, dedik. O da bu metrajın eksik olduğunu, binanın oturma alanı ile birlikte 5 bin metrekare olsun diyince, ben 10 binmetre kare olsun dedim. Sayın Cumhurbaşkanımız da Malazgirt’te bize iltifat ederek başkan coştu 10 binmetre kare yaptı, dedi. Bugün Elhamdüllillah 32 bin metrekare bir alan üzerine bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Ahlat’ta inşa etmeyi kabul etti ve başladık. Hamd olsun şuan bitirme aşamasındayız. Çok muhal edenler de oldu. Bunlar da aslında olaya şuradan baksaydılar yeterliydi, doğu ve güney doğuda devletin bütün muhabbetiyle vatandaşını kucaklayacağı yeni bir hamle olarak görselerdi, bu şehre her türlü desteklerini verirlerdi. Bin yıl önce yapılan zengin bir hamleyi, bugün ikinci kez insanımızı mutlu eden bir çalışmadan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum.

5- Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşası tamamlandırtan sonra ilçede butik otellerin kurulumu ve konut sayısının arttırılması gündemde var mı. Ayrıca, Selçuklu Mimarisi TOKİ Evleri’nin müjdesini de buradan verebilir miyiz?

Cumhurbaşkanı Külliyesi’nden sonra her yıl hem burada, hem de Malazgirt’te etkinlikliler olacak. Ben öyle zannediyorumki, Sayın Cumhurbaşkanımız gelince bakanlar kurulu, kuvvet komutanları, yerli ve yabancı misafirler de gelecek. Belki burada misafirlerini ağırlayacak, Ahlatımızda misafir olacaklar. Ayrıca, kültürümüzle buluşmalar olacak ve Doğu Anadolu terör belasından tamamen arındıktan sonra, İnşallah herkes burayı tanımakla mutlu olacak. Çok şerefli bir toplumumuz var. Terör lekesini bu topluma yakanların nasıl bir gayrette olduğunu göreceksiniz. Allah’ın izniyle doğu konukseverliğiyle bilinecek. Bunu bütün samimi duygularımla paylaşıyorum. Şart böyle olunca da misafirlerimizin her yıl daha fazla artacağına inanıyoruz, her yıl daha da hızlanacağına inanıyoruz. Bu nedenle konuk ağırlayacak yeni mekanlara ihtiyaç var. Turizmin gelişmesine ihtiyaç var. Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşası yanında 220 yataklı bir gençlik kampı yeri yapıyoruz. Bu gençlik kampında gerek kaymakamlarımızı, savcılarımız, harp okulları veya gençlik spor bakanlığımıza ait kuruluşlar ile üniversite öğrencilerimiz burada kamplar yapacaklar. Burayı ziyaret edecekler. Sadece Ahlat’taki konaklama tesisleri değil, ilimizdeki konaklama tesislerinin de yenilenmesi ve geliştirilmesi lazım, yetmeyeceğini biliyoruz. Belki diğer iller de buna dahil olacak. Böyle zengin bir sürecin başlatılması hem huzurumuza çok ciddi katkı sağlayacak, hem de ticaretimize katkı sağlayacak. Bu köşk ve arkasından getireceği bu zenginlik, tüm insanımızı mutlu edecektir.

Ayrıca, kimlikli şehir çalışmamız da artık gündemimizde. Bu konuda TOKİ ile birlikte Selçuklu mimarisinde planlı bir proje çalışması yaptık. Yaptığımız çalışmalar sonucunda ilçemizde yapılacak olan Selçuklu Mimarisi TOKİ Evleri’nin 159 tanesinin çekilişini yaptık ve satışı gerçekleşti. 24 Ekim 2019 tarihinde Allah nasip ederse inşaat işlerinin ihalesini de gerçekleştireceğiz. Tabiki bu ilk etabı, toplamda 400 konut olmak üzere başlattığımız bir projedir bu. İlçemizde nüfus şuan çok sağlıklı ilerliyor. Bir taraftan da devlet kuruluşlarından kaynaklı yeni personel veya memur katılımı var. Açık ve kapalı cezaevinden kaynaklı bin tane yeni ev. Ayrıca şimdiye kadar 1.800 daire inşa edildi. Tabiki buda yetmedi, bin adet yeni daireye ihtiyaç var. Ama biz bunları da planlı şekilde, yani şehre zarar vermeden yürütmeye gayret ediyoruz. Biz inanıyoruz ki yakın tarihte Türkiye’deki her bir bireyin şu arzusu olarak, benimde Ahlat’ta bir anahtarım olsun, diyecektir.

6- Başkanım, gündemde olan Ahlat Cezaevi’nin şuan ki durumu nedir ve faaliyete girdiği zaman ilçeye neler kazandıracağını sormak istiyoruz?

Açık ve kapalı cezaevi inşası bitti. Adalet Bakanlığımız sağ olsun, dönemin bakanı Sayın Bekir Bozdağ beyefendi buraya bütün heyetiyle geldiğinde, Ahlat’ta cezaevi olmasında fayda var, dediler. Bizim de teklifimiz oldu. Hem bürokratlar, hem de siyasiler muazzam bir katkı sundular.  Ahlat’ta toplamda 2.500 mahkum ve bin personel. Ama burada başka bir çarpan var, o da aylık ziyaretçi sayısı. Çok muazzam bir profil, yani sadece haftalık ziyaretçi sayısı 4.500 kişi olacak. Böyle olunca da hem ticari, hem nüfus hareketliliğine, hem de kültürel zenginliğe çok şey katacaktır. İlimizin buradaki çalışmada çok şey kazanacağını görüyorum. Açık ve kapalı olma özelliğiyle de aynı zamanda bir üretim alanı olacak. Burada atölyelerimiz var ve istihdam da sağlanacak.

7- Ahlat Belediyesi’nin Van Gölü temizliğini üstelenen tek belediye olduğunu biliyoruz. Bu konuda nasıl bir çalışma yürütülüyor ve göl kıyısındaki belediyelere hangi görevler düşüyor?

Belki de en hassas konuya temas ettiniz. Bir taraftan kültürel miras, öbür taraftan doğa zenginliği, bunları bir araya getirdiğinizde, bu zenginliği başta korunacak olan ana unsurun temizlik olduğunu kabul edelim. Bir gölün etrafında olmak, kıyısında olmak, bütün şehirler için muazzam bir kazançtır. Fakat bu konu bir maliyet meselesi olduğu için kimse yanaşmamış. Van gibi bir belediyenin arıtmasının tam kapasitede çalışmadığını biliyorum. Erciş ve Tatvan da böyle, civardaki diğer ilçeler de böyle. Bu nüfusa destek olsun veya iyi bir işaret olsun diye ben her türlü mali sıkıntıya rağmen hiç tereddüt etmedim, maliyeti bana ne olursa olsun, arıtmayı kuracağım ve çalıştıracağım dedim. Hamd olsun 8 yıldır aralıksız, kesintisiz yüzde 100 kapasiteyle arıtmayı çalıştırdım. Ahlat sahilimiz de suyumuz da bu sebeple tertemiz kaldı. Ama bu yeterlimi, değil tabiki. Burada sürüyatle bir birliğin kurulması lazım ve bu birlik Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın tamamen destek ve kontrolüyle yürütülmesi gerekiyor. Belediyelerimiz de bu mesuliyetten kaçmasınlar, bu hassas konuya gerekli itimatı göstersinler. Bu konuda birçok belediyemizi de kınayamıyorum. Çünkü bu konudaki enerji maliyeti çok büyük bir sorun. Buradaki aynı zamanda kod altı, kod üstü diye tanımladığımız yerlere baktığımızda bu işin motor pob ve sürkilasyonun çok büyük bir sorun. Alanlar geniş ve durum böyle olunca, biz en zor alanda bu işi başaralım dedik. Nüfusu az fakat çok büyük bir alana sahip olan Ahlat’ta bunu başardık. Nüfusu benden çok olan, bir çok ilçeden, yüz ölçümü fazla olan bir ilçeyim. Nüfusları benden çok daha fazla olan ilçeleri kast ediyorum, yüzölçümü ve hizmet alanı onlardan büyük olan bir ilçedeyiz. Böyle olunca da, biz burada gayreti, herkese örnek olsun diye yürütüyoruz ve ısrarlıyız. Devletimizin bütün birimlerine bu konuda bize destek olmaları için çağırıda bulunuyor, aracığınızla da sesleniyorum. Bu önemli bir konu, çevre kirliliğini önlemek ile ilgili de muazzam bir çalışma ortaya koymak gerekiyor. Bölgeyi süraatle ağaçlandırmak gerekiyor. Bölgede Van Gölü’nün yükselişine, yani kısacası afat kodunun üstüne taşan suların hızlıca tarıma kazandırılması için yeni bir çalışmanın Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılması lazım. Bu sular toplanmalı ve yeni barajlar oluşturulmalı. Böylelikle, hem Van Gölü’nü kurtarırız, hem buradan enerji elde ederiz, hem de tarımımıza çok büyük bir katkı sunarız. Bunun için de yine aracılığınızla, DSİ Genel Müdürlüğü ve diğer ilgili birimlere, bölgenin yeniden taranması konusunda çağrıda bulunuyor, onların da bu görev içerisinde yer almaları konusunda arzımızı yapıyoruz.

- Başkanım, programımıza son vereceğiz, eklemek istediğiniz konular var mı?

Değerli arkadaşlar, ben bunu yine tekrarlamak istiyorum. Bitlis’teki basın, sizler de olmak üzere basındaki tüm arkadaşlarımız, bölgeye çok büyük bir katkılar sağlıyor. Belki bir iki tanesi konuya yabancı oluyor, ama sizlere hakketmen teşekkür ediyorum. Gelelim bundan sonra olabilecekler konusuna. UNESCO bütün dünyayı ilgilendiren zenginliktir. Elimizdeki imkanlar sayesinde, tanıtım konusunda ulusal ve yerel anlamda bütün dünyayı ayağa kaldırmayı sizlere bir nevi rica ediyorum. Önce bunu yapmak lazım, beraber çalışmak. Bizde her türlü desteği vermeliyiz. Diğer taraftan da, burada insanımızın ümidini, ümit tacirliği yapmadan, aldatmadan gerçek ve reel işler yaparak ayağa kaldırmalıyız. Biz toprağımızla, bölgemizle önce bir barışık olalım, sevelim. Burada o zenginliği, o ruhi zenginliği yakaladığımızda, dün 300 bin nüfuslu başkent Ahlat 300 bin kişiyi bağrına basıp beslemiş, bir bugün bir ilçeye dönüşmüş ama milyonluk nüfusa İnşallah yetecek güç ve kudreti kendinde il olarak bulabilir. Böyle bir zenginliği görebiliyorum. Bu bölgenin insanı, bu bölgeyi seviyor. Tekrar ilimizdeki tüm vatandaşlarımıza hem teşekkür ediyorum, hem saygılarımı sunuyorum. Bizi takip edin, Allah nasip ederse kentsel tasarım projesiyle de geliyoruz ve bu proje takriben binlerin istihdam alanı olacak. Şimdiden ülkemize, milletimize hayırlı ve uğurlu olsun.

Haber Videosu




HABERE AİT RESİMLER

Etiketler: BitlisBülten
HABERE YORUM YAZIN
Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır....

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Servet Reklam İletişim