Remzi Oto

remzi.oto@yahoo.com

Bir Şehir Neden Gelişemiyor?

Değerli okuyucularım. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sorunların başında, bölgeler ve şehirlerin arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişlik vb. farklılıklardır. Bu durum bölgeler ve şehirlerin gelişmesi açısından çok önemli problemleri teşkil etmektedir. 21. yüzyılda dahi bu problemlerin çözümünde, dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğu istedikleri düzeye ulaşamamışlardır.

Türkiye’deki bölgelere baktığımızda, batıda yer alan bölgelerin gelişmişlik ve kalkınma düzeyi, doğuda yer alan bölgelerin gelişmişlik ve kalkınma düzeyine göre kıyaslanamayacak derecede oldukça ileri seviyededir. Aynı durum batı ve doğuda yer alan şehirler için de geçerlidir. Bu sorunun temelinde, ekonomik, sosyal ve kalifiye beşeri sermayenin yeterli düzeyde olmaması, kamu ve özel sektör yatırım ve olanaklarından söz konusu bölge ve şehirlerin yeterince yararlandırılmaması vb. gibi nedenlerden kaynaklandığı, söylenebilir.

Ancak, bir şehrin tarihi, kültürel yapısı, maneviyatı ve manevi değerlerinin üst seviyede olması, bu durumların değerlendirilmesi halinde şehrin her açıdan gelişmesi için başat avantajlar sağlayacaktır. Öte yandan zaman içinde, bu avantajların kullanılmaması, desteklenmemesi ve sahip çıkılmamasından dolayı durumların tersine dönmesi, beşeri sermaye kalitesinin düşmesi, sosyal ve kültürel gerilik, tarihi zenginliğe ve maneviyata sahip çıkılmaması gibi nedenlerden dolayı belli bir süre sonra her şeyin yok olmasına sebep olmuştur. Bütün bu olumsuzlukların yanında, siyasetin ve bürokrasinin liyakatsizliği, işin ehli olanların uhdesinde bulunmaması, şehrin kalkınmasına ve gelişmesine katkı sağlayacak projelerin üretilip uygulamaya konulması kapasitesine sahip olunmaması ve yanlış uygulamalar, adım adım şehri bitirme noktasına getirmiştir.

Günümüzde teknoloji, iletişim, sağlık ve ulaşım ağının oldukça gelişmiş düzeyde olmasına rağmen, 81 il içinde her bakımdan yapılan sıralamada son üç şehir arasında bulunan, geri kalmış ve gelişmemiş, bölgede hava alanı olmayan tek il, bacası tütmeyen ve şehrin can damarı olan organize sanayi bölgesi vs. olmayan tek şehir…

Bütün bu problemlerin üstesinden gelmenin çözümü, öncelikle her şeyin temel unsuru olan beşeri sermayenin (insan kalitesinin) iyi eğitilmesi, donanımlı hale getirilmesi, vatanına ve milletine faydalı olacak şekilde maneviyatı güçlü ve nitelikli hale getirilmesi, ayrıca işin, her açıdan işin ehli olanlara verilmesi gibi durumlarda söz konusudur.

Bir şehrin gelişmesindeki diğer önemli unsurlar ise, kamu ve özel sektörün bağlarının güçlendirilmesi, kaynakların verimli kullanılması, girişimciliğin bilinçli hale getirilmesi ve desteklenmesidir ki bunlar da şehrin kalkınmasının temel öğelerini oluşturmaktadır.  

Şehrimizin geçmişteki parlak dönemlerini bugün ancak resimlerde görebiliyor ve tarih kitaplarından okuyabiliyoruz. Buna en güzel örnekte “Bedlis 1650” dir. Bu da bizimle birlikte içimizde bir hüzün olarak yaşayarak devam etmektedir. Zengin tarihi, kültürü, maneviyatı ve manevi şahsiyetleri… İnsanın doğduğu, büyüdüğü, birçok acı ve tatlı anılar yaşadığı ve sahip olduğu, kadim şehir BİTLİS….

Selam ve dua ile..