• 07-03-2019 20:34

Tüm Emekçi Kadınların Günü Kutlu Olsun

Tüm Emekçi Kadınların Günü Kutlu Olsun

bitlisbulten@gmail.com

Tüm Emekçi Kadınların Günü Kutlu Olsun

Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1800’lü yıllarda bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, ardından da çıkan yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi.

Kadınlar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 8 Mart’ta eşitlik isteklerini daha yüksek sesle dile getiriyorlar.

Kadın deyince nedense artık aklımda Mehmet Aslantuğ geliyor. Hülya Avşar’ın sunduğu bir programın misafiri olan Aslantuğ’un, Avşar’a verdiği o tarihi cevap;

Avşar; “Ben şeyciyim. erkek çalışsın, kadın evde çocuklarını kendi büyütsün, yemeğini yapsın, kocasını karşılasın” dedi ve erkek egemenliğini istediğini de ekledi, ama erkek baskıcı olmayacakmış. Bu durumda sohbetteki asıl erkek, Avşar’a kadınların bir erkeğe bağımlı olmadan da var olabileceğini anlattı. Erkek egemenliğinin çok da matah bir şey olmadığını, bu tür beyanların tam da vizyonsuz erkeklere ait olduğunu anlatmakla cebelleşti.

Aslantuğ, “Kadın evinde, üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı” dedi… Avşar’ın düşüncesizce ettiği laflardan bir tanesi de kızına verdiği öğütlerdi. Kocan ne kadar zengin olursa olsun, senin işin olsun, süs bâb’ında… Farkındaysanız kocanın fakir olma ihtimali yok, zaten kızın evlenmeme ihtimali de dikkate alınmamış. Sonuçta, Aslantuğ’un anlattığı, üretime katılan, eşit haklara sahip gerçek insan özgürlüğü, diğerinin istediği iş sahibi de olmasına ‘izin verecek’ kadar liberal, ama korumacı ve egemen erkeğin yanında evi idare edebilme özgürlüğü. Bir tarafta hassasiyet ve naiflik, öbür tarafta eril toplumda gündem olma arzusu…

Kadınlar günü münasebetiyle bu konuyu yazma nedenim, kadınların aslında içten içe Hülya Avşar mantığında olduğuna dair gözlemim. ‘Kadınlar ne ister’ yazıp internette bir dolaşınca, dürüstlük, saygı, romantizm gibi gayet klişe isteklerin yanı sıra, erkeklerden ‘erkek’ olmaları bekleniyor… Yani sümsük olmayacak, önceden hazırlıklı ve özenli olacak, gerektiğinde inisiyatifi ele alacak. Kadını kolunun altında sımsıkı tutarak güvende hissettirecek.

Değil tabi ki, benim annem 21 yaşında 3 çocuğu ile hayat mücadelesi vererek erkeksiz de ayaklar üstünde durulabileceğinin en büyük örneği olmuştur bana. Tamam, evliyim, 2 çocuk annesiyim ve eşimde iyi. Evlenmeyin demiyorum ki zaten. Sadece evliyken de ayaklarınız üzerinde durabilmeyi öğrenin. Kadın anadır, candır ve benzeri o kadar çok sözler sarf edildi… Ama, Mehmet Aslantuğ’un verdiği cevap gibi etkilemedi beni.

Evet, kapak söz de şuydu; “Bu duyguları koruyalım ama kadın evinde, üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına yanılgılarına bırakmamalı.”

Bütün emekçi kadınların günü kutlu olsun. Sevgi ve hoşgörüyle kalın.



Etiketler: Bitlis13haber
HABERE YORUM YAZIN
Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır....

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Servet Reklam İletişim