• HABERLER
  • MAKALE
  • Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketicinin Sahip Olduğu Haklar Nelerdir?
  • 16-03-2020 22:43

Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketicinin Sahip Olduğu Haklar Nelerdir?

Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketicinin Sahip Olduğu Haklar Nelerdir?

musatuga@gmail.com

Malın Ayıplı Olması Halinde Tüketicinin Sahip Olduğu Haklar Nelerdir?

Kıymetli okuyucularım, bu yazımda kısaca ayıplı mal konusunu ve ayıplı mal satın almış olan tüketicinin haklarının neler olduğunu 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile bağlantılı olarak anlatmaya çalışacağım.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da tüketicinin korunmasına dair önemli yenilikler ve değişiklikler yer almaktadır. Kanunda ilk olarak ayıplı malın tanımını yapılmış daha sonraki maddelerde ise ayıplı mal satın alan tüketicinin haklarının neler olduğu düzenlenmiştir. Toplum tarafından her ne kadar bilinmese de kanunda düzenlendiği üzere tüketici dört seçimlik hakka sahip olup bu haklardan dilediğini kullanabilecektir aynı şekilde satıcı da tüketicinin kullanmış olduğu bu haklar yerine getirmekle yükümlüdür.

6502 sayılı Tüketicinin Koruması Hakkında Kanun’un ilgili maddelerinden hareketle ayıplı malın tanımına, ayıplı maldan sorumluluk konusuna, yine ayıplı mal ile ilgili ispat konusuna,ayıplı mal satın alan tüketicinin seçimlik haklarına ve son olarak ayıplı mal ile ilgili zamanaşımından bahsetmek istiyorum.

Kanunun ‘Ayıplı mal’ başlıklı 8.maddesi ile ayıplı malın tanımını yapılmıştır. Ayıplı malın tanımı genişletilerek tüketicinin mağdur olmaları önlenmeye çalışılmıştır.

İlgili hükme göre; Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.

Kanunun ‘Ayıplı maldan sorumluluk’ başlıklı 9.maddesinde ise ayıplı mal ile ilgili sorumluluk konusunu düzenleme altına almaktadır.

İlgili hükme göre; Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.  Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

Kanun ayıplı mal ile ilgili ispat yükünü de hüküm altına almış ve olası tereddütleri gidermeye çalışmıştır.

Kanunun ‘ispat yükü’ başlıklı 10. maddesi şu şekildedir;

Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez. Bu ürünlere, Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır.

Ayıplı mal ile ilgili en önemli konu diyebileceğim tüketicinin seçimlik hakları ile kanun tüketiciye seçenekler sunmuş ve tüketiciyi koruyucu bir düzenlemeler yapılmıştır.

Tüketicinin seçimlik hakları başlıklı 6502 sayılı Tüketicinin Koruması Hakkında Kanun’un 11. maddesine göre, malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. 

Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Değerli okuyucularım, burada önemli bir husustan daha bahsetmek istiyorum. Satın alınan malın ayıplı olması durumunda, tüketicilerin seçimlik haklardan sadece ücretsiz onarım hakkını seçebileceğine ilişkin toplumumuzda yanlış bir algı oluşmuştur. Uygulamada satın alınan malın ayıplı olması durumunda, ayıplı ürünün onarımı için garanti kapsamında teknik serviste onarım işleminin yapılabileceği, sözleşmeden dönerek bedel iadesinin talep edilmesinin söz konusu olmadığına ilişkin yanlış bir algı söz konusudur. Oysaki, tüketici malın ayıplı olması durumunda halk arasında bilinen şekliyle ‘garanti kapsamında onarım' talep etmeden de sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep edebilir. Yukarıda bahsedildiği üzere tüketici seçimlik haklardan birini koşullar dahilinde kullanabilir.

Son olarak ayıplı maldan doğan sorumluluktan zamanaşımı sürelerinden bahsetmek istiyorum. Kanunun zamanaşımı başlıklı 12. maddesi bu konuyu düzenlemiştir.

İlgili hükme göre; Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.

Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.

Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

Hepinize keyifli günler dilerim.



Etiketler: BitlisBülten
HABERE YORUM YAZIN
Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır....

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Servet Reklam İletişim